İçeriğe geç

Kendini Duyuyor, Görüyor, Hissediyor, Anlıyor ve Biliyor musun?

  • 6 yıl önce
  • 3Dakika
  • 848Kelime
  • 106Görüntülenme

Kendini Duyuyor, Görüyor, Hissediyor, Anlıyor ve Biliyor musun?

1995 yılında kimya mühendisliğini kazanmamla birlikte deney ve gözlem sürecim başlamış oldu. Okulda ve çalıştığım sektörlerde laboratuvarlarda deney, kontrol ve gözlemler yaptım. 2015 yılında kimya sektöründen ayrıldıktan sonra daha büyük bir laboratuvarda çalışmaya başladım. Bu laboratuvarın adı dünyaydı. Farkındalığımın gelişebilmesi için insanlara saygı duyarak yargısızca gözlem yapmaya başladım. Tüm var oluşun farklı yaratılış alanına sahip olduğunu gözlemledikçe ve sorguladıkça öğrenmeye başladım.

Konuya girmeden önce vikipedideki insan (Homo Sapiens) sınıflandırmasını bir göz atalım.

  • Alem: Animalia (Hayvanlar)
  • Şube: Chordata (Kordalılar)
  • Sınıf: Mammalia (Memeliler)
  • Takım: Primates (Primatlar)
  • Alt takım: Haplorrhini (Kuru burunlular)
  • İnfra takım: Simiiformes
  • Parvorder: Catarrhini (Eskidünya maymunları)
  • Üst familya: Hominoidea (İnsansılar)
  • Familya: Hominidae (Büyük insansılar)
  • Alt familya: Homininae
  • Oymak: Hominini
  • Alt oymak: Hominina
  • Cins: Homo (İnsan)
  • Tür: Homo sapiens (Akıllı insan)

Şimdi konuya başlayabilirim. Aslında insanın kendini tam olarak duymadığını, görmediğini, hissetmediğini, anlamadığını ve duymadığını fark ettim. Bu fark ettiklerimi kendi kendime tespite dönüştürmemek için sorularıma cevap veren insanlara da soruyor ve farklı görüşleri de alıyorum.

Yaklaşık bir aydan beri yüksek sesli motorlu araçlar beni çok rahatsız etmeye başladı. Bir yerde bir rahatsızlık varsa orası çözüm için ortaya çıkmıştır bakış açımla hem arınma çalışmaları yapıp hem de araştırdım, sordum. Burada ilk fark ettiğim alan beni dehşete düşürdü. Araba ve motor üreticileri insanın güçsüzlüğünü ve sahip olduğu iç güdü kayıtlarını kullanarak insanlara oyun yaratmış ve bir çok insan da bu halisünatif oyunun içine girmiş. Vahşi doğa da hayvanlar kendini koruma ve daha güçlü görünmek için kendini kabartmaya ve daha yüksek sesle savunmaya başlıyor. Hayatta kalması için yapmak zorunda olduğu davranışlar bunlar. Günümüz insanın geliştiği savı üzerinden gidersek bizim genetik alanımızda olan bu hayvani iç güdüyü kullanmamıza artık gerek yok. Birey kendi içinde kendini duymaya başladığında ne kadar mükemmel bir varlık olduğunu fark etmeye başlayacak ve bu da kendinin önemli olduğunu karşı tarafa fark ettirmek için her hangi bir çabaya girmeden huzur içinde yaşamasına neden olur.

Sistemsel olarak her şekilde kişi kendini yetersiz hissetmesi için çeşitli uyaranlara maruz bırakılıyor. İnsanların kendini güzel tanımlamaması için çeşitli tekniklerle fotoğrafları olan ya da ekranlarda olan insanların gerçekliğini göremeyip onların oynanmış görsellerini gerçek sanarak kendini güzel olarak tanımlayamıyor. Oysa ruh kendisi için en mükemmel ve güzel bedenle dünyaya geliyor. Negatif inançlar ya da uyarılarla kişi kendi gözüne çirkinlik perdeleri indirip kendi gerçeğini göremiyor.

Özellikle büyük şehirde yaşayan insanların büyük bir kısmı yaşamlarından hisleri çıkarıp kendini makineleştiren bir yaşamın gerçekliğini yaratıyorlar. Birey ne kadar hayatından bir şeyi çıkarırsa, evrensel sistem o alanı dengelemek için hayatına negatif hisleri var edecek gerçekleri yaşamına dahil eder. Oysa ruh insanla bağlantı kurmak için beden formuna hisleri dahil etmiş. Birey ruhuyla bağlantılı olabilirse yaşamını geliştirecek bir yaşam içinde olabilir.

İnsan alışkanlık haline gelmiş çok fazla programa sahip olduğu için, aslında yaptıklarını neden yaptığını anlamıyor. Anlamadığı için de ya yaşamda kaos anını yöntemeyip kaybolabiliyor ya da üzerine çok fazla sorumluluk alarak kendi hayatının dışında başka hayatları yaşamaya başlıyor.

Merak duygusunu yanlış yönlendirerek kendi ruhsal gerçekliği olan yaşamda ihtiyacı olmayan başka bilgilerle hayatı doldurup kendisi için gerekli bilgileri koyacak yaşam alanına sahip olamıyor. Merkezde olmayı bilmek insanın kendine vereceği en büyük armağan.

Kişi kendini kendisi için duyduğunda, gördüğünde, hissettiğinde, anladığında ve bildiğinde kimseye kendini ispat etme ihtiyacında olmaz. Huzur içinde varlığı tüm insanlık için bilinir olur.

Bireyden topluma bir yolculuktayız. Toplumun değişmesi için bizim saygı ve sevgi içinde birey olmamız ilk başlangıcımız olur.

Bu yazıyı Fıstık hiç susmayarak ho’oponopono ile arındırıp, kendi ses frekansı ile bezedi.

06.09.2018

Spiritüel Rehber Yasemin Derya Metin & Fıstık

Etiketler: