Edeple Niyetlerle Buluşmak 

Bazı öğretilerde insanın yaratılmış olduğu unutularak neredeyse Yaratıcı yerine geçmek gibi bir söylem halinde bulunuluyor. Herkes özgür irade yasasına göre istediğini kullanabiliyor olması benim onu her koşulda onaylayacağım zorunluluğunda bulundurmuyor. Bu yazıyı ben de söylenilenleri özgür iradem hakkımla onaylamadığımı ifade etmek ve yazdıklarımın buyurgan bir söylemle yorumlanmasına razı olmadığımı beyan etmek için yazıyorum. 

Kişisel gelişimle ortaya çıkan öğretilerdeki niyetlerde kullanılan “öylede oldu”, “oldu , oldu, oldu”, “ve öyledir” söylemlerinden önce Mevlâna Celaleddin-i Rumi (K.S.)’nin Mesnevisinin III. Cildindeki inşallahın hikmetiyle donanmış hikâyeye denk gelmiştim. Bu hikmetli hikâye aşağıda. 

O dağda sayısız ağaçlar, meyveler ve dağ armudu vardı. 
Derviş ahid ve yemin edip, “Ya Rabbi! Bu ağaçlardan ben meyve toplamayayım, 
Rüzgâr meyveleri dökmedikçe, ben ağaçlardan meyve koparmayayım.” 
Bir müddet bu adağına vefa eylediyse de kazanın imtihanları varid oldu. 
Bu inşallah’ı terk sebebiyledir. Onun için “Allah dilerse demek gerekir.

Allah herhangi bir insanın niyetlerinin gerçek olmasını dilemediyse, o insan, o niyeti oldu, oldu, oldu diye bitirirse edepten uzak bir halle neredeyse Allah korusun kendini O’nunla eş görmüş olur. İşte bu da onu tekâmülsüz planda yol alan, Allah’a kul olma hakkını kaybetmiş biri haline dönüştürür.  

Yazılarımın ve söylemlerimin hepsinin amacı, yazıları okuyanların ya da videoları izleyenlerin – dinleyenlerin hayatlarına Allah’ın dileğinin, Allah’ın dilediği zamanda olmasını engelleyen ilahi olarak arınması gerekenlerin arınması niyeti ile yapıyorum. Bunun için meditasyonun ya da yazının bir insana ya da yapanlara şifa olup, olmaması ne benim ne de başka bir insanın kontrolünde değil. Kontrol de izin de Allah’ta. O ne zaman dilerse o zaman olur. Bu nedenle biz de O’nun bizim için dilemesi adına niyetlerimizi inşallahla süsleyip, sonunda da âmin kabul buyur’ diyerek Allah’a teslim edersek çok daha latif olmuş olur. 

12.11.2024

Bu sitedeki tüm içeriğin enerjisel alanı kişinin dünya ve doğa ile ilişkisindeki saygıya göre değişir. Kişi dünyaya karşı fiziksel ve enerjisel çevre sorumluluğunu aldığında enerji alanı hak edişince artar. Kişi dünyaya karşı umursamaz ve sömürü temelinde olursa enerji alanı hak edişince azalır.
_

 

Yasemin Derya Metin

Leave a Comment
Share
Published by
Yasemin Derya Metin

Recent Posts

Mutlu Beynim

Mutlu Beynim  Okul hayatım boyunca ailem ders çalışmam konusunda bana ders çalış demesine gerek olmadan…

1 hafta ago

Uyku Zamanında Olan Geçişler

Uyku Zamanında Olan Geçişler  Çok kısa ya da uzun süreli uykularımızda farklı farklı boyutlarla etkileşime…

2 hafta ago

Olana İzin Vermek

Olana İzin Vermek  Biyolojik bedenimizi dinlediğimizde bazen sonucu iyilikmiş gibi olsa da bedenimizi strese sokabiliyoruz.…

2 hafta ago

Sadece “ve Öylede Oldu” Demek Değişimi Sağlar mı?

Sadece "ve Öylede Oldu" Demek Değişimi Sağlar mı?  Yazıyı yazmaya başlamadan önce şu niyetle alanımı…

3 hafta ago

Çoklu Zekâ Kuramındaki Tüm Zekâ Türleri İçin Ho’oponopono Arınma Çalışması

Çoklu Zekâ Kuramındaki Tüm Zekâ Türleri İçin Ho'oponopono Arınma Çalışması   30 Haziran 2021 tarihinde…

3 hafta ago

AŞK İçin…

AŞK İçin ...  Varoluş çok geniş ve bu genişlik içinde de Yaratıcı’nın türlü türlü planları…

3 hafta ago