Hastalıktan Şifaya

Hastalıktan Şifaya

Ben hastalık öğretisi ile erken yaşta buluşanlardanım. Kendimin ve sevdiklerimin uzun ya da kısa süreli hastalıkları ruhsal yolculukta da hastalık deneyimine birçok insandan daha fazla bağ kurmama vesile oldu.

Bu hafta bir arkadaşımla yaptığımız konuşma sonrası bir insanın ya da canlının yaşından bağımsız sağlıklı yaşamasının ilahi olarak mümkün olup olmadığını yeniden sorgulayıp araştırmama vesile oldu. Aradığım sorunun cevabı “evet, mümkün” olsa da, bunu insanın hayatında mümkün hale getirmesi biraz meşakkatli ve çok gayret gerektiriyor.

Ön Bilgilendirme

Burada yazacağım hikayeyi destekleyen yaptığım videoları ve meditasyonları da ekliyorum. Eğer sizin ya da sevdiklerinizin hastalık deneyimi varsa onu şifaya dönüştürmeniz için kendi cevaplarınızı bulmanız gerekiyor ve almanız gereken sorumlulukların farkında olarak o sorumlulukları almanız gerekiyor.

Şu an insanın sağlıklı hale gelmesine direkt ya da dolaylı hizmet eden her bilgi ile ve araçla etkileşim bağınız sevgi içinde olmadığı sürece kalıcı olarak sağlığı hayatınızda var etmeme ihtimaliniz çok yüksek. Modern tıp desteğini almanız gereken zamanlarda bu desteği alarak, kullanacağınız tedavi ya da ilaçların yan etkilerinin sizin bedeninizde ortaya çıkmaması için alternatif tedavi diye tanımlanmış yöntemlerin sevgi odağında tamamlayıcı olarak kullanmanız gerekiyor. Hastalık sürecinizde sizinle bağ kuran hekimlerin ve sağlık çalışanlarının hepsinin kendi özlerindeki şifa ile hizalanıp, saf şifaya aracı olanlarla hak edişinizce buluşmanıza niyet ediyorum. Tamamlayıcı destek tedavi aldığınız her insanın da içindeki Yaratıcı parçası ile buluşup, kendi şifa hizalamasını gerçekleştirmiş, saf niyetle ve saf şifaya aracı olduğu bilincinde olanlarla hak edişinizce buluşmanıza niyet ediyorum.

29 Ağustos 2021’de insanların şifayı hayatında var etmesine aracılık edecek Instagram’da Şifa ile yayınlarına başlamış olsam da yayını 21 Temmuz 2022’de Fıstık’la birlikte dördüncü yayınla tamamlamışım.

Yayınlara başlarken kendi içimizdeki Yaratıcı parçası ile bağ kurmamıza aracılık edecek engellerin arınması ve konuştuklarımın bana ve sizlere anahtar olabilmesi adına bir niyet paylaşmışım. “Şu andan itibaren hayatımı daha şifalı yaşamam uygunsa hak ettiğim ilahi şifaya sağlıkla tüm varoluşumu açıyorum. Herhangi bir yaratılmışın şu an şifa odağında yaşam sürmesi benim yüzümden gerçekleşmiyorsa bu alan için Yaratıcı’dan af ve bağışlanma talep ediyorum. Tüm hak eden yaratılmışlar için de ilahi şifaya niyet ediyorum.” bu niyetle videoları yeniden dinlemeye başladım.

Kendi kendimi dinlemek bana hala garip gelse de bu zamana kadar odaklanmadığım konuları fark etmeme aracılık etti.

Bitkilerin hastalık deneyimlemesi ruhsal planlarında olan bir alanı dengelemek değil. Onlar insan tekâmülüne destek olmak için insanların bir deneyimi zorlanmadan atlatmasına aracılık etmek için hastalığı bitki bedenlerine mıknatıs misali çekiyorlar.

Hayvanların bir kısmı insan bedeninde olmayan yaşamlarında insan bedenine müdahale edip, şu anki insanın hastalık deneyimi içinde yaşamasının kendi sorumluluk alanını dengelemek için kendi bedeninin bilimsel olarak kullanılmasına izin verdiği yani denek olarak yaşam sürdüğü hayatları hayvan bedeninde yaşayarak kendi karmasını dengelemeyi seçiyor. Laboratuvarda kullanılan fareler bu tekâmül planı içinde. Farelerden çok korktuğum için onlardan korkmamak ve geçmişte farelerle ilgili yaşadığım deneyimleri şifalandırmak için çok çalışma yaptığım için bu bilgi açığa çıkmıştı. Yazıyı okumak ve sizin alanınızdaki kayıtları şifalandırmak için İnsanlar ve Fareler yazısını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz. Denek hayvanları dışındaki evcil hayvanlar, sokak hayvanları ya da yaban hayat içinde olan hayvanlar hastalık deneyimi yaşıyorlarsa onlar da yine insan ölmesin diye onun alanını zorlayan programları kendi alanlarına alıyorlar. Bunun sonucunda da ya hasta yaşıyorlar ya da ölüp canlılıklarını tamamlayarak enerji boyutunda varoluş enerjileri ile, dünyaya bıraktıkları bedenleri ile de dünyada madde âlemine hizmet etmeye devam ediyorlar.

İnsanın yaşaması için kendi canını bu uğurda feda etmiş birçok hayvanın ve bitkinin ölümünün boşa gitmemesi ve bizlerin de insan ömrümüzü sağlık dengesinde deneyimlemek için kendi sorumluluklarımızı yerine getirirsek, hem biz ömür süremizi daha sağlıklı yaşarız hem de dünya insanının ömür süresinin sağlıklı olmasına aracılık edebiliriz. Bu bilgiden sonra şunu hatırlatmam gerekiyor. Burada yazdığım hiç bir yazı insanı ölümsüz kılmak için yazılmadı. Bu nedenle de ölümü yok saymak ya da ötelemek amacıyla yazmıyorum. Bu amaç için de kullanılmasına rızam yok. İnsanız, biyolojik bedenimiz sınırlı ve ölümlü. Biyolojik bedenimizi ölüm zamanına kadar olabildiğince sağlıklı halde Yaratıcı’nın razı geldiği şifa dengesinde yaşayıp, yaşam süremizi kendi tekâmülümüze ve varoluşun tekâmülüne Yaratıcı’nın rızası ile hizmet edebilmesine AŞKla aracı olması amacıyla yazıyorum.

6 Eylül 2021 tarihinde gerçekleştirdiğim Şifa ile yayınında bu defa hastalık deneyimleri için aşağıdaki soruların düşünmesini istemişim.

• 💚 Ben bu hastalık programını neden deneyimliyorum?
• 💚 Ruhsal planımda bu hastalık programından özgürleşmem mümkün mü?
• 💚 Özgür irademle hastalık programı ile olan deneyimimi daha sağlıklı başka bir şekilde deneyimlemem mümkün mü?

Bir insan ruhsal bir görevi nedeniyle hayatında hastalık deneyimi yaşamıyorsa, o hastalığın geliş amacını ve hastalıktan iyileşmeye giden yolda insanın tıbbi ve enerjisel her türlü desteği alarak kendi kendine, kendi şifa kaynağına ulaşması gerekiyor.

6 Eylül 2021 tarihinde gerçekleştirdiğim Şifa ile yayınında “insanlık olarak gerçekten tedaviyi kabul ediyor muyuz?” sorusuna cevap bulmaya çalışmışım. Bu soru ile birlikte sanayi devrimi ile hayatımıza dahil olan endüstrileşmeyi ekolojik olarak geliştiremememizden kaynaklı kimyasal kirlilikle kendi kendimizi hasta etmemizi ben yeniden fark ettim. Bu nedenle bir hastalık yaşıyorsak bu hastalığın nedenlerinin dünyanın ekosisteminden temizlenmeden insanın gerçekten iyileşmesinin mümkün olmadığını fark etmemiz gerekiyor.

21 Temmuz 2022 tarihinde gerçekleştirdiğim Şifa ile yayınında hastalık deneyiminin olası ruhsal nedenlerini konuştuk.

Bu nedenler;

• Yaşam dersleri
• Karmik program
• Ruhsal görev

Düalite Beden Dengesi Şifa Enerjisi ile bu yayında konuştuğumuz her konuyu kendi biyolojik bedenine önem verenler için kendi kendine şifalandıracağı şifa alanı da açılmıştı. Bu nedenle anlattığım bilgilerden kaynaklı bir deneyimi olan herkes uyumlama koşullarını sağlıyorsa kendi kendine şifalandıracağını bildiğim için bu bilgilerin çözümsüz olmadığını bilerek Covid-19 virüsü ile birlikte iç huzuru ile yapmıştım.

Hak Ettiğimiz Şifanın Gerçekleşmesini Engelleyen Bizde Olan Alanlar

İlahi Olarak Bulunanlar

Dünyada doğduğumuz zaman insanlığın ve dünyanın frekansına uyumlu olmak için biyolojik DNA ve gen alanımıza ya da ruhsal DNA ve gen alanımıza tekâmülsüz, karanlık, negatif parçaları, enerjileri ya da benlikleri hayat planımıza dahil ederek geliyoruz. Bu parçalar bizim yaşadığımız koşullara göre aktif ya da pasif oluyor. Bizim bedenimizde ya da enerji alanımızda ruhsal planımız gereği oluş amacı her neyse biz onların tekâmül etmesinden sorumluyuz. Bu nedenle bu parçalarımıza Yaratıcı’yı öğretmek, onlara ışık ve sevgi ile rehberlik etmek bizim sorumluluğumuz. Her ne kadar bunlar bizim sorumluluğumuzda olsalar da onlar da kendi seçimini yapabiliyorlar. Bu seçim sonucunda tekâmül etmeyi seçmeyen parçalarla artık yolumuzu ayırmamız gerekiyor. Bu vedalaşma için de bir oynatma listem mevcut 😀

İlahi Olmadan Bulunanlar

İlahi olmadığı için bu etkileşim alanı bizi daha çok zorluyor. Sorumluluğunu almayan insanlar ya da kul olmamış insanımsılar tarafından alanımız bize ait olmayan çok fazla alan, bilinç ya da programdan oluşan çöp enerjiler dolabiliyor. İşte bunlar bizim yaşam enerjimizi tüketip enerji alanımızın dengesizleşmesine ve sonrasında da hastalığı deneyimlememize aracılık ediyor. Yalnız bu ilahi olmayan durumu deneyimlememiz bizim çoğunlukla önemsemediğimiz ilahi yasalara uymamız sonucu oluyor. Dini olarak insanlığa bildirilmiş günah diye sınıflandırılmış davranışları özgür irademizle yaptığımızda Yaratıcı’nın ilahi koruması bizden kalktığı için bunlar alanımıza dahil oluyor. ,

Öfke, kıskançlık, nefret ve kibir ile bağlantılı duygularımızı, hislerimizi, düşüncelerimizi arttırıp bir de bunları davranışlara dönüştürdüğümüzde de yine kendi alanlarının sorumluluğunu almayanların yüküne maruz kalıyoruz.

Önceliğimiz olabildiğince ilahi yasalara uygun olan davranışlarımızı arttırmak, bizi erdemden uzaklaştıran alışkanlıklarımızdan özgürleşmek olmalı. Bana göre bu ilahi olmayan halde enerji çalışmaları ve meditasyonları dua ile destekleyerek Allah’la kendi ilişkimizi sevgiye dönüştürüp, bol bol O’ndan samimiyetle yardım istediğimizde özgürleşme süreci daha kolay oluyor.

Yukarıda yazdığım bilgi doğrultusunda bu süreçte size destek olacak çalışmaları da aşağıya ekliyorum.