Müsait misin Sevgili Dünya?

Müsait misin Sevgili Dünya?

Çocukken komşulara oturmaya gitmeden önce gidip, müsait olup olmadıklarını sorardık. Müsaitlerse misafirliğe gidilirdi.

Bugün dağ tırmanışı yapılan bir videoyu izledim. Videoyu izlerken dağın ve doğal olarak dünyanın her yerinin aynı kırılganlığı yaşayabileceğini anladım. Daha önce hiç bir şehre ya da doğal alana giderken müsait misin, beni kabul eder misin diye sormadığımı fark ettim. Tanıdığım hiç kimseden de böyle bir davranış görmedim. Yazının devamını biz diye yazacağım. Dünyanın her alanına hassasiyet gösteren insanlar varsa karşılaşmadığım o insanlardan da özür diliyorum.

Eğer birinin mülkiyeti değilse gittiğimiz alan bu bakış açısı ile gitmiyoruz. Burada oturabiliriz ya da istediğimiz gibi kullanabiliriz diyoruz. Hele şehirlere daha da saygısız davranıyoruz. Dünyanın içini oyuyoruz bu durumu istiyor mu istemiyor mu hiç önemsemiyoruz. Yeter ki biz rahat edelim, biz konforlu yaşayalım gerisi önemli değil.

Bu kadar saygısızlığın bedelini de tüm insanoğlu olarak yaşıyoruz. Şehirleri dünyanın frekansını bozarak stresle var ettiğimiz için yaşayanların büyük çoğunluğu da bu stresi yaşıyor.

Kronik yorgunluklar, hastalıklar, mutsuzluklar bir bir hayatlarda ortaya çıkıyor. Bazı çalışmalarımda katılımcıların hepsinde dünyaya yaptıkları için özür diletirim. Daha çok dünyada büyük sapma ortaya çıkmış durumlar için özür diliyor ve diletiyordum. Şu an dünya bana bambaşka farkındalık sundu. Uzunca bir süre ho’oponopono ile dünyaya yaptıklarımız için dünyayı arındırmalıyız. Uçak ya da otobüs bileti almadan önce o şehre sormalıyız beni istiyor musun diye.

Birkaç ay önce aslında dünya bana bu mesajı vermeye çalışmış, ben bu anlattığını hiç anlamamıştım. Bir grup arkadaş Atatürk Arboretumu’na gitmek için plan yaptık. Gideceğimiz sabah hiç yapmayacağım bir şey yaptım. Arkadaşlara “ben gelemiyorum” dedim. Sabah uyandığımda gidersem orada zarar göreceğim algısı ve bir yerden düştüğüm görüntüsü geldi. O zaman sadece oraya gitme iznim yok onun için uyarıldım diye yorumladım. Bugün gelen bilgi ile birleşince aslında toprak anadan ve oradaki tüm canlılara “gelebilir miyiz” diye sormamız gerekiyormuş. Sorsaydık belki de bizi kabul edeceklerdi 

“Sevgili Dünya, tüm köy, kasaba, içe, il ve doğal yaşam alanları bu zamana kadar sizlerin izninizi almayı akıl edemediğim için özür dilerim, umarsızca sizlerin üzerinizde dolaştığım için lütfen beni bağışlayın, benim kabalığıma rağmen beni misafir ettiğiniz için teşekkür ederim, yaptıklarımı size sevgimi göndererek şifalandırmam için bana izin verin. Sizi seviyorum.”

1.11.1 armağanını alıp kabul ettim teşekkür ederim sevgili evren

01.11.2017